din merkezli sosyal hayatın olduğu ülkelerde kadınlar hep ikinci plana itilir, ezilir, hor görülür; çünkü din kadını şeytanla (ya da bazı durumlarda hayvanlarla) bir tutar. önce erkek yaratılmış sonra onun kaburgasından kadın yaratılmıştır, bu bile kadının ikinci sınıf olmasını sağlayan bir inanıştır.
işin aslı erkeklerin kadınlardan çekiniyor olması. yalnızca fiziksel olarak üstünlükleri olması, diğer konularda ezemedikleri kadınları fiziksel olarak alt etmelerini getiriyor beraberinde. erkekler kadının zekasından, duygularından, cinselliğinden korktukları için; düşünmesini, hissetmesini, görünmesini engelleyerek üstün olmaya çalışıyorlar. ilkel toplumlarda fiziksel üstünlük erkeğin evine yemek getirmesini sağlarken şimdi kadının da çalışıp evine bakabilmesi çoğu erkeği rahatsız ediyor, elindeki tek üstünlüğün de alındığını görmek şiddet olarak dışarı yansıyor. yanındaki kadını ne kadar "aşağılık" hissettirirse kendisi o kadar "yüce" oluyor ve bunu islam aracılığı ile sağlamak çok kolay. önce babasının malı olan kadınlar daha sonra, baba tarafından uygun görülen bir başka erkeğin malı oluyor. diğer erkeklerden saklanıp, yeni sahibine tam hizmet etmesi halinde tüm görevini yerine getirip, kocasının da oluru ile cennet ödülünü kazanıyor.
peki korkulan bu özellikler bastırılmasa, kadınlar ezilmese ne olur?
düşünen bir kadın hataları görüp, aksaklıkları görüp düzeltmeye çalışır ve büyük olasılıkla başarır (örneğin fransız devrimi, 2002 venezuela devrimi)
kadınların duyguları erkekler tarafından abartılıp yanlış anlaşılır hep. kadın duygusaldır, sulu gözlüdür, merhametlidir, anaçtır evet ama damarına basıldığında herkesten daha serttir, acımasızdır. bununla ilgili bir kitap var (önce kadınları vurun - Eileen MacDonald); neden savaşlarda, çatışmalarda kadınların daha tehlikeli olduğunu anlatıyor.
en korkulan ise cinsellik. çünkü cinselliğin ayıplandığı, saklandığı, tabu olduğu toplumlarda gözü dönmüş erkekler gördükleri saç telinden, çıplak bir koldan, küçücük kız çocuklarının diz kapaklarından tahrik oluyorlar. aslında kadının elindeki en büyük silah gibi görünüyor cinsellik. bir erkeği parmağında oynatmanın yolu gibi geliyor insanlara o yüzden de üstünü örtüp kurtulmaya çalışıyorlar. işte bu aklı şeytanlığa çalışan, duygusal seks objelerini bastırmanın yolu arkana dini alıp cehennem korkusunu aşılamak.
çünkü iktidar olarak kadınları ne kadar avucunun içine alırsan onların yetiştirdiği erkekleri de o kadar elinde tutarsın, kadının kafasını ne kadar ezersen özgürlükleri o kadar sınırlarsın. türkiye'de dönüşümün başlangıcı, kadınları meşgul edecek bir konunun ortaya atılması oldu. türban. zorlama ile yapılan bir işlemin özgürlük olduğuna inandırılan kadınlar, örtünme özgürlüğü ile ilgilenirken ellerinden bütün özgürlükler alınmaya başlandı farkına varamadılar. "başını örttüğü için doktor olamayacak mı yani bu hanımlarımız" diyenler çıktı, aynı zamanda da erkekleri muayene edemeyen örtülü doktorlar.
eşitlik için mücadele edenlerin çoğu erkeklerden oluşmaya başladı ve sonra onlar da çekildi. sonra ortaya türbana özgürlük diye eylem yapan erkekler çıktı... "devrim kanlı mı olur kansız mı" lafının anlamı kalmadı çünkü türkiye'de "devrim" olmadı son 30 yılda "evrim" oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder