yıllar önce evlenip de kaymayı bırakan gelmiş geçmiş en muhteşem patenci evgeni pluşenko 2010 avrupa şampiyonası'nda yine muhteşemdi (haber spikeri ağzıyla blog yazmak).
onunla birlikte ben de ekranlara dönüp yine heyecanla, dudaklarımı kemirerek buz pateni izlemenin keyfini yaşadım. şimdi yine heyecanla gala programını bekliyorum (kendi ile ilgili bilgi vermeyi seven blog yazarı).
6. avrupa şampiyonluğunu alması şerefine süpper bir gösteri hazırlayacağına canı gönülden inanıyor, edvin marton kişisi ile birlikte harikalar yaratmasını dört gözle bekliyorum...
son olarak kendisine şöyle demek istiyorum: yolda yürüdüğünden daha rahat buzda kayan bir insansın aslanım sen, ne o öyle ben bu işi bırakıyorum ayakları? bi daha olmasın!
spor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
spor etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ocak 21, 2010
Mayıs 30, 2009
ŞAMPİYON

kırk yılda bir şampiyon olan takımımın hatırladığım 7. şampiyonluğu -ki yarısından fazlasını hatta uefa mahkemesi ile alınmış şampiyonlukları saymazsak %64ünü hatırlıyorum- bence beşiktaş'ın kendi başına kazanmış olduğu bir şampiyonluk değildir. tüm lig bütün gücüyle beşiktaş şampiyon olsun diye çalışmıştır. herkese bu konuda pay düşmektedir. yine de beşiktaş şampiyondur.. helal olsundur. bunun yanında "maça giren deli ibo'nun kaptanlık itirazı" da oyundan çıkan sergen karizmasına yaklaşmaya çalışmıştır. deli ibo'ya kaptanlık veren ancak benim hiç sevmediğim mustafa hoca'ya bir tek bu konuda teşekkür ederim. vs vs...
Mayıs 07, 2009
şampiyonlar ligi
milli takımlar düzeyinde dünya kupasının avrupa ülkelerindeki kulüp takımları için karşılığı olması gereken bu eğlencede çeyrek finale kalan sekiz takımın dördü (4) ingiltere'den oldu. sonra bunlar aralarında top koşturup ettiler en son manchester finale çıkıp dünkü maçtan gelecek rakibi beklemeye koyuldu. barça'nın 93. dk'da attığı gol sağolsun ki finale çıkan chelsea olamadı. kişisel bir düşmanlığım yok abramoviç'in şahsi malı olan bu kulübe ama ingilizlerin birbirleriyle yaptığı maçları izlemek istersem premier league ve fa cup maçlarını veren türk kanalları var, açar ordan izlerim. bu sinirimin nedeni türk takımlarının şampiyonlar liginde hiç varlık gösterememeleri olsa gerek. as başkan şenes erzik bize bi kıyak yapsa ya. yok mu böyle başkanların kontenjanı falan, grup maçları bittikten sonra elemelere aradan bi türk takımını soksa. ama öyle bir kontenjan olsa platini yapmaz mıydı fransa'ya bi kıyak.. olmaz mıydı çeyrek final takımları arasında bi nantes, bi nice bi lyon.
o zaman neymiş? takımlar adam olacakmış, hatta önce başkanlar adam olacakmış, doğru düzgün transfer yapacakmış, taraftarlar birbirlerine hakaret etmeden önce başlarındaki tüpçüye çözüm bulacakmış, saçma sapan fotoğraflarla ilgili olarak "oooo biz almışız bu maçı, helal sana ernst" demek yerine maçı alamayan takıma teknik direktöre ve başkana taraftarlığını gösterecekmiş.
o kadar.
o zaman neymiş? takımlar adam olacakmış, hatta önce başkanlar adam olacakmış, doğru düzgün transfer yapacakmış, taraftarlar birbirlerine hakaret etmeden önce başlarındaki tüpçüye çözüm bulacakmış, saçma sapan fotoğraflarla ilgili olarak "oooo biz almışız bu maçı, helal sana ernst" demek yerine maçı alamayan takıma teknik direktöre ve başkana taraftarlığını gösterecekmiş.
o kadar.
Şubat 02, 2009
kısa kısa
beşiktaş vs. antalya spor: beşiktaş sürekli antalya ile oynuyo.. bi onlar antalya'da bi diğeri istanbul'da. evcilik oynar gibi. galiba nev-î şahsına münhâsır tüp başkan baktı bi onu yenebiliyoruz, dedi ki biz ikimiz oynayalım, boş ver diğerlerini. tello'yla röportaj yapıyolar, adam diyo ki "bu sefer daha sert bir antalya'yla karşılaştık" bakalım haftaya nasıl olcak :)
hayır bi de bu arada canım şifo'ma yazık oluyo. adam teknik direktör olduğundan beri beşiktaşla maç yapıyolar.
federer vs. nadal: sen ki pete sampras gibi bir efsanenin üstüne daha bi efsane ol, dünya 1 numarası olarak geçirdiğin sürede bir nesil büyümüş olsun, kırmadığın rekor neredeyse kalmasın, kalk avustralya açıkta -sert zemin yahu- sakat ve yorgun bir nadal'a hem de 4 saat 50 dakika oynayıp yenil.. olacak iş mi?
erdoğan vs. peres: konusu ekonomi olan bir forumda (dam üstünde saksağan), moderatöre kızdığı için forumu terkeden (pire için yorgan yakmak), terk etmeden önce de israil'e güya tüm dünyanın kalbinden geçenleri söylemiş olan (ağız torba değil ki büzesin), diplomasiden ve ülke yönetmekten bi haber bir başbakan (sana başbakan olamazsın demedim ...) diyor ki: "sesinin yüksek çıkması suçluluk psikolojisindendir". deniz feneri, gemicik, akıtan yumurta, laiklik, askerlikten muafiyet söz konusu olduğu zaman basbas bağıran bu kişi ülkesindeki insanlara alttan alta bi mesaj veriyo ama anlayana tabi (kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)