Ağustos 28, 2009

elleme baba yorgun

orta okul ve lise hayatım boyunca çok başarılı kompozisyonlar yazmama, noktlama işaretlerini tam yerinde kullanmama, geniş bir sözcük dağarcığına sahip olmama rağmen hiçbir zaman kompozisyon sınavlarından tam puan alamadım çünkü hayatımda hiç doğru yazıya doğru başlığı koyamadım. hala da aynı şekilde devam etmekteyim. başlık aslında yazılan yazının içeriği ile ilgili ipucu veren bir eleman olduğuna göre ben aslında ne yazdığımı tam olarak bilmiyorum sanırsam.
uzun zamandır yazı yazmaya zamanım olmuyo ama akşam uyumadan önce düşünmeye zamanım oluyor, ben de hep şöyle yazsam böyle başlayıp şu şekilde bitirsem diye yazıları düşünüyorum. ama sabah kalktığımda aklımda hiç bişi kalmamış oluyo. öyle de güzel şeyler geliyo ki aklıma çok üzülüyorum sabah hatırlamayınca. yani aslında biraz biraz hatırlıyorum ama tam kafamda kurduğum şekliyle hatırlayamayınca içime sinmiyo.

Ağustos 08, 2009

keramet

arkadaşlarım birer birer evleniyor. hepsinin destekçisiyim, herkeslere tavsiye ederim anlaşabildikleri, oturup sohbet edebildikleri, mutlu oldukları kişiyle evlenmelerini..
evlendik mutluyuz, herkesi bekliyoruz

Ağustos 05, 2009

deniz güneş kum ankara

bu yaz tatil yapamamak konusunda dertli dertli iç çekerken eskiden yaptığım ve şikayet ettiğim tatilleri düşünüp, evet işte insan elindekinin kıymetini bilmiyor dedim bir kez daha. çok çok önce ailece gittiğimiz bir tatil vardı, tüm tatil boyunca suratımı asıp triplerde gezmiştim memnuniyetsizlik nedeniyle. adını verip sevenlerini ve yaşayanlarını üzmek istemediğim köyden çevirme küçük bi tatil beldesinde, küçücük bi ev kiralamıştık da, her şeyden şikayet etmiştim mesela. evin biraz ilerisinde bir migros görüp en azından migros varmış, alışveriş sorun olmaz demiştim. yavaş yavaş markete yürürken acaba kaç m'li falan diye düşündüğümü hatırlıyorum. ama o kadar küçük bi yerdi ki bırakın m'yi, migros'u bile m'siz yazmışlardı.. igros :)
şimdi düşünüyorum da ne kadar güzel bi yermiş. sessiz sakin, denizi olan, huzurlu... işte elimde değil ya kıymete bindi. kiraladığımız ev de çok güzeldi aslında. hansel ve gratel'in gittiği şekerden eve benziyordu. kör ölür badem gözlü olur biz insanlar için hep sanırsam.
şimdi ankara'da sıkışmışken düşünüyorum da keşke o igros'u olan, şeker evli küçük tatil yerinde olabilsem