Nisan 02, 2010

çizgilim

aslında çocuklara yönelik yapılmış olsa da yetişkinler tarafından düşünülmüş olmaları nedeniyle bir çok çizgi filmin eşek kadar olmuş bizleri ilgilendirdiğini düşünmemin, çizgi film izlemeye devam ettiğim için kendimi aklamaya yönelik bir düşünce hilesi olduğunu yüzüme kim vuracakmış şaşarım.
adını zikredip onurlandırmak istemediğim bir genç gsm hizmetinin sessiz sinema oyununu oynayıp vücudumdaki tüm sinir uçlarını uyaran bir hissiyatla kendime gelince rugrats'ı hatırladım aniden.

Angelica Pickles'ın hayranı olarak izlediğim dizinin en sevdiğim bölümlerinden biriydi sessiz sinema oynayıp deliye dönmüş Stu'nun, Howard'a küstüğü bölüm. Angelica'nın başı çekmediği nadir güzel sahnelerden biriydi ve Howard orada "oscar"lık bir salak rolü oynamıştı. akademiye küsmemde, Johnny Depp'ten sonraki en önemli neden, bu oyunculuğun taktir görmemiş olmasıdır. animasyonlara ödül verip de rugratsı dışarıda bırakan akademinin gözümde polis akademisi 6 kadar değeri yoktur, gerisini akademisyenler düşünsün.
yine kendimi düze çıkarmak için değil de çizgi filmlerde çocuklara hitap etmeyen espirileri açığa çıkarmak için bir örnek geldi aklıma. disney çizgi filmlerinden birinde, çatısı akıtan bir evde yağan yağmurdan gelen suları tencere tavaya toplayan bir ailenin, tavan akıntılarından birinin altına süzgeç koyup, süzgeçin her deliğinden fışkıran suya bir fincan koymuş olmaları bence ergenliği geçmiş çizgi film izleyicileri için düşünülmüş bir espiridir, saygıyla arz ederim.

Hiç yorum yok: