matematikçiler kendi aralarında, birbirini 180˚ye tamamlayan açılara bütünler açılar derler, bunun edebiyattaki karşılığı olarak ise “bütünler atasözleri” vardır, bence yani. birkaç örnekle demek istediklerimi somutlarsam:
1- iki kişi sevdikleri bir insan hakkında konuşurken içeri o insan girerse, hafif bir tebessümle ve gelen insanın duyabileceği bir ses tonuyla “iyi insan lafının üstüne gelir” derler; ancak bu iki kişi sevmedikleri biri hakkında konuşuyorlarsa ve sevilmeyen insan yanlarına gelirse suratta “hay skym” şeklinde bir ifade ve gelen kişinin duyamayacağı bir ses tonuyla biri diğerine “iti an çomağı hazırla” der. yani tam da lafının üstüne gelmek çok da matah bişi değildir, atalarımız iki durum için de bir söz söylemişlerdir.
2- bazı kocaman işlerin olabilmesi için öyle küçük küçük adımların yararsız olduğunu ve istediğin kadar böyle adım at asıl istediğin işi yapamayacağını anlatmak istersen “taşıma suyla değirmen dönmez”, ama umudu kırılmış birinin küçük emeklerinin bile değerli olduğunu söyleyip onu gaza getirmek için “damlaya damlaya göl olur” ya, o zaman damlatarak göl yapıp bu gölün kenarından açacağımız kanalla değirmene su götürsek, değirmen döner mi?
3- kendisi için önemli olan antika sayılabilecek ve aslında çok da kullanılamayacak eşyalar söz konusu olduğu zaman “sakla samanı gelir zamanı” diyen bir anane, dedem kendi eskilerini saklamak istediği zaman “eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı” diye adamcağızın tüm değer verdiği ve saklamak istediği şeyleri attırmaya çalışır gerekirse çaktırmadan kendi atardı.
4- bir de aynı atasözü içinde birbirinin tersinden bahsedilir ki ona da komşu bütünler atasözü denir, şöyle ki: “laf var iş bitirir, laf var baş yitirir”.
1 yorum:
ben bu am pm hangisi hangisiydi aklımda tutamıorum yaaa bildiimiz dilden sööle bana saati :D
Yorum Gönder