Haziran 23, 2011

meşe odunu

Şu facebookunda insanlar sürekli, güzel olduğunu düşündükleri sözleri paylaşıyorlar bir süredir. Nasıl anlamlı, nasıl vurucu anlatamam. Bir kısmını, Türkçe'de olmayan harflerle yazdıkları için pek anlayamıyorum ama okunaklı olanların içerikleri öldürüyor beni.
Kadınların beğenip paylaştıkları sözler genellikle; karşısındaki insanların hatalı olduğunu ya da kaybettiklerini ima eden, karşılıklı ilişkilerde kendilerinin iyi karşısındakinin kötü olduğunu vurgulayan ya da sırtından vurulmuşluğu ve buna karşı dimdik duruşunu belirten içeriklerde. (zaten bunun dışında da "özlü söz" kalmadı neredeyse :))
"Aynı yolu beraber yürüdüğümüzü sandığımız insanlar, aslında bize sadece gidecekleri yere kadar eşlik ediyor.." bunu beğenip bizlerle paylaşarak hayatımızdaki insanları sorgulamamızı ve incinmeden önce önlem alabilmemizi hedefleyen kişi artık arkadaş listemde değil. Gideceğim yere kadar eşlik edip, ortada bıraktım kendisini.
"Benden nefret edenlerden nefret edecek vaktim yok. Çünkü ben, bana değer verenleri sevmekle meşgulüm.." bunu paylaşan kişi ise birinci dereceden kuzenim olduğu için maalesef hala listemde ama kendisini sevenlerle meşgul olduğu için nasıl olsa benimle ilgilenmiyor.
Facebook'un amacına en uzak kullanımı Türkiye'de sanıyorum. Eski arkadaşları bulmak, nostalji, iletişim falan çok geri planda. Arkadaş listesinde 1000lerce kişi olanlar var, yolda gözgöze gelseler birbirlerini ekliyorlar, bir daha hayatları boyunca karşılaşmayacak olsalar da, iletişim kurabilecek ortak noktaları olmasa da... Hiç tanımadığım ve tanımak bile istemediğim kişiler ekliyor örneğin, aynı lisede okumuşuz diye.
Bu kadar şikayet ediyorsam neden kullanıyorum o zaman, mal mıyım afedersin? Ne münasebet, niye mal olayım. Amacına uygun kullanıp sevdiğim ama uzakta olan, görüşemediğim özlediğim insanlar var benim de sonuçta, telefon faturaları belimi büküyor öbür türlü.

Hiç yorum yok: